Gün, dağın koynuna doğru iniyor bu saatlerde. Ahlat ağacı karanlıkta kaldı. Biraz sonra da ben. Tempolu yürüdüğüm için terledim. Buraya oturduğum için yavaştan üşümeye başladım. Rüzgar vuruyor yüzüme, parmaklarıma şapkama. Zeynep Betül hanım şöyle demiş: -Dünyada biraz kalıp gideceğiz. Güneş battı. Tüm ışıklarını çekecek biraz sonra. Ben, kuru alıç ve ahlat ağacı dağın gölgesinde kaldık.